18 Nisan 2009 Cumartesi

CANdan bir demet , dayanamamak ve yazmak

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne."O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.Ve zaten genellikle o daha az sever seni,senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.Paldır küldür yürüyebileceksin.İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.Gökyüzünü sahipleneceksin,Güneşi, ayı, yıldızları...Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak."O benim." diyeceksin.Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin...Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...
CAN YÜCEL

şeker düğmelerimi koparmaa!!!

shrek 1 'de bir sahnede muhafızlar bu küçük kurabiyeye bişeyler söyletmek için işkence yapıyorlardı - süte batırıp çıkarıyorlardı buncağızı -bizimki de üzerine gelen muhafıza doğru şöyle bağırıyordu ' şeker düğmelerimi koparma onları bırak, ağğğğhh!!! '
*
sonra birgün kendisi kısa bir yolculuğun ardından benim mideciğimle buluştu. üzgün olduğunu sanmıyorum en azından bu şapşal dünyanın şaşkın insanlarıyla daha fazla yüzleşmek zorunda değil.
*
hayattaki en zor şeyin insanların seni anlaması olduğunu öğreneli bir hayli vakit olmasına rağmen bu konuda birşey yapamamanın tatminsizliği gün geçtikçe artmakta.
konuşmak,yazmak, çizmek?
galiba bunlar biraz daha küçüklüğümde kaldı
sorunların konuşarak aşıldığı zamanlar annemin-babamın zamanları mıydı bilemiyorum?
o zaman yanlış bir zamanda yanlış şeyler için uğraşıyorum...
öyleyse bir zaman makinası istiyorum.
konuştukların, yazıp çizdiklerinle şişmiş kafalar değilde, anlaşıldığını gördüğün parlak çifter çifter gözlerin olduğu o zamana göndermeli beni.
ah, bu arada yok etmek çok da kolay olmuş olsa da kurabiyeciğimin tadı halen damağımda...

e-tunes: La Roux


in the for kill dinleyin!

manush manush söyle bana

manush, seni neden bu kadar çok seviyorum acaba?

marc aşkına!!!




marc by marc jacobs 2009 yaz cruise koleksiyonundan seçilmiş en cici çantalar.
2. sıradakine ba-yıl-dım!
yaz kış anlamam bayıla bayıla kullanırım diyenler 'join the club plzz!! '
^_^


4 Nisan 2009 Cumartesi

june -let's party!

kızımız 'june' ile tanışın. kendisi 'digi's romance ' adlı final projemin 6 kıyafetinden sadece bir tanesini taşıyor ama en favori kıyafeti de bu aynı zamanda. parti kıyafeti olarak oluşturulan bu kreasyondaki en ortak detaylar ise kimi zaman omuzda kimi zaman kollarda yer alan ve de
sarkan çevreleri sert durması adına misina ile overlock edilmiş gözalıcı büyük fırfırlar.
bunlar romantizmi temsil ederken dijital detaylar namına sık sık kullanılan fermuar ve de asimetrik kesimler yer alıyor.
gerçek olmasını dilemekten başka ne gerek?
^_^

reset the nite rulzz with the duo onur&hakan!!


Reset! yazarlarından Hakan ve Onur bu hafta Çarşamba gününe denk gelen 8 Nisan tarihinde Arkaoda'da çalacaklar. Neleri çalmayı tercih edeceklerini merak edenler için tarzları söylemek gerekirse, Indie Pop'tan Ska'ya Synth-Pop'a, Electro Pop'tan, New Wave'e uzanan parçalar tercih edilecektir. Tarzlar da yeterli gelmeyenler için birkaç isim vermek gerekirse de, Madness, Late Of The Pier, Friendly Fires, Bloc Party, Late Greats, The Virgins, Foals, Metronomy, CDOASS, WSF, Mystery Jets, The Rakes, Art Brut gibi isimler örnek verilebilir.
Giriş ücretsiz.
reset ailesi olarak, hepinizi bekliyoruz!

yummmy!! :)))

ne varsa kuzeyde var diyenler,londra'dan vazgeçemeyenler,
london vs copenhag bu sayıda sizler için reset magazin'de yer aldı tarafımdan.
oylamaları bekliyoruum!

http://www.resetmagazine.net/resetsayi31/moda/Sokak-Modasi.html

Timo Loves Ties!-reset magazine_moda_

Timo Weiland ve Alan Eckstein geçtiğimiz yılın sonbaharında tanışıp hızlı bir arkadaşlık sonucu New York’da Timo adı altındaki lüks olarak adlandırdıkları bu aksesuar markasını kurmuşlar. Timo doğup büyüdüğü şehir Nebraska’ dan bankacılık eğitimi için New York’a gelir ama hayallerine yenilir ardından peşine düşer ve de kendisini moda dünyasının tamda ortasında buluverir. Alan ise, FIT’ de ki eğitimini sürdürürken sokak modası markası olan Epic Firm’ü kurar. Fakat yollar 2008 ‘de TIMO’ da buluşur...
görsellerle beraber daha fazlası için ;

1 Nisan 2009 Çarşamba

elfie loves: chanel it bag!

Karl Lagerfeld Chanel için bakın ne yapmış!
ultra fonksiyonel olan bu tasarım harikasının catwalkdan inip, halka karışmasını temenni ediyorum!


Related Posts with Thumbnails