8 Şubat 2009 Pazar

great expectations?

Yeterince sıkkın olan bir günün devamında, dışardaki rüzgarın etkisi gibi esen birşeylerle bastırdığım duygularım düşüncelerim yine yüzeye çıkıyor. zeytinyağ misali. işte korktuğum anlardan biri.
Zaten son bir saattir sevgili photoshop da açık olan A3 sayfasına bir çizik bile atamamış olmanın vicdanını taşıyorken bir de beynim yine gereksiz duygu selleriyle doluveriyor..
hellooo here we go agaiiiin!!!
İnsanlar neden hep bir beklenti içindedirler?
Küçükveya büyük,neden?
Galiba her kimden birşeyler bekliyorsan o 'her kim'in değeriyle doğru orantılı.
Sevdiğin ve de değer verdiğin sürece karşılık beklentisi şiddeti de artıyor olsa gerek.
Kimse kendi kendisini üzmek isteyecek kadar hastaruhlu olmadığı bir gerçek, ama bir insanın kendisine biçtiği bir değer olduğunu da biliyor olmak gerek.
Bana hep küçük şeylerden mutlu olabilmem öğretildi ve neyseki bunu başardım .
İşte bu en küçük şeyin başına da sevgisinden emin oldukların tarafından kendine biçtiğin değerin karşılığını beklemek düşüyor.
zaten hayat hep beklemekle geçiyor...
Konuşurken anlaşılamıyor yazmayı deniyor, tamam oldu derken meğersem konu başlığı fazla uzamış oluyor..
Duygularından,duygusallığından bihaber..
Boşluklarının dolmasını bekliyorken
sadece boşluklar hissediliyor..
(Fill in the blanks
feeling the blanks!)
Tüm bunların içinde gerçek olan iki şey var ki sevgi adına, birincisi, insan sevmiyorsa orada ne duygu selleri akar gider,ne içi sıkılır, ne düşünür yani umursamaz insanaoğlu,sevmiyorsa umursamaz...
ikincisi ise, sevdiğinde mutlu etmek için tüm duvarlarını yıkar,'asla' dediklerini kalıdırır atar. neden mi? mutlu olmak için elbette..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails